bugün
- iğrenç bir his tarif et30
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz34
- emmanuel emenike16
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek16
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği9
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi18
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi12
- icardi190526
- insana kendini kötü hissettiren şeyler26
- bik bik bu sözlüğün divasıdır10
- anın görüntüsü14
- yazarların ruh hali10
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması9
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- sel felaketinin nedeni cehapedir13
- fake hesabım için nick önerileri8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması17
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı14
- ben bu davanın savcısıyım9
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- düşün ki o bunu okuyor13
- 1 mayıs8
- ahirette sorulacak ilk soru9
- en yaşlı özelliğiniz13
- memesi küçük olmak16
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- oksijensizsu14
- güne bir şarkı bırak14
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması23
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- tilki ailesi9
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- hamas bir terör örgütüdür9
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar12
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı24
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- nazar değdi sözlük12
entry'ler (17)
ideoloji karmaşası yaşıyor olma ihtimali yüksek insandır. Rehber kuran diyen bir kişinin milliyetçilikle alakası olmaması gerekir kaldı ki milliyetçilik yapıyorsa kuranın felsefesinden ayrılmış oluyor. Şayet hedef turan söyleminde bulunan kişi ise siyasal olarak dini ikinci plana atıyor ve etnik milliyetçilik, ırkçılık yapıyordur (ırkçılığı bir siyasal duruş olarak ele alıyorum, hiçbir kötüleme anlamı içermemektedir). Bu siyasal karmaşa toplum ve mahalle baskısının ürünüdür. aslında türk ırkını koruma ve yüceltme eğilimi gösteren bir milliyetçi, toplum baskısı sebebiyle dini ikinci plana atıyor gibi gözükmek istemediği için bu gibi zıtlıklara başvuruyor, rezil oluyordur.
(bkz: din arab ın hukuk sizin harp türklüğündür)
(bkz: hüseyin nihal atsız)
(bkz: din arab ın hukuk sizin harp türklüğündür)
(bkz: hüseyin nihal atsız)
Psikoloji ilminin üç kurucusundan biridir, muazzam bir bilgi birikimine ve deneyime sahiptir. Kişideki aşağılık psikolojisinin, üstünlük psikolojisi ile büyük bir ilişki içerisinde olduğunu düşünür. Rüyayı kişideki bastırılmış duyguların açığa vurulduğu bir alan olarak tanımlar ve kişinin iç psikolojisini anlamakta çok önemli rol oynadığını belirtir. Freud ile ters düşünceleri olmasına rağmen kendisine kitaplarında atıfta bulunur. Temel çalışma alanı bireysel psikolojidir ve insanı tanıma sanatı adında üstün bir esere imza atmıştır.
insan gözü kördür, insan ancak kalbiyle baktığı zaman görebilir.
Toplumda çok ilgi görmeyen hanım kızların ölesiye bağlandığı sonu erkek düşmanlığına kadar varan ilginç ideolojik akım.
***
Asıl sorun ilgili dişinin bu akıma gönül vermesi değildir, bunun sebebidir. Bunun görünür iki sebebi vardır.
1) Marjinal olma çabasının yanlış sonuçlanması.
2) Yav beni hiç bir erkek beğenmiyor ne yapsam ne yapsan sorgulamasının doğal sonucu.
Peki sorun gerçekten bu mu? Bazı kızların kompleksleri yüzünden kendine toplumda bir yer edinme çabası mı? Aslında suç bu dişilerde değildir (dişiler diyorum çünkü bu saçmalığa gönül verenlerin büyük bir çoğunluğu dişilerden oluşuyor), suç toplumun güzellik anlayışındaki biraz seçici davranıyor oluşu denilebilir.
***
Varsayıyorum ortalamanın altında bir güzellikteki kız belli bir yaşdan sonra ilginç bir şekilde feministik duygulara kapılıyor ve diğer erkekler tarafından sertçe eleştirilmeye başlıyor. Bunları gören hanım kız zaten azgın ve hırçın olan feministik düşünceleri daha da alevleniyor, bunun sonucunda elimizde anlatılan feminizmin tanımına pek de uymayan bir erkek düşmanı kalıyor. Şimdi sizin aklınızda bu gibi durumlarda ne yapmamız gerektiği gibi bir düşünce oluşuyor olabilir. Hazır olun çözümü açıklıyorum diyemeyeceğim çünkü bu duruma düşen dişinin artık geri dönüşü olamıyor.
Asıl olan konuya dönersek yukarıda bahsettiğim gibi marjinal olma çabasıyla nasıl bir insan feminist olabilir? Şöyle; elimizde ergenlik yaşına girmiş bir kız var ve bulunduğu ortamda (okul, dersane, vb.) arkadaş gurubunun içine giremiyor ve bu onu derinden etkiliyor, kaçış yolu arıyor ve bulamayınca sorunun zaten küçüklüğünde de aşağılandığını düşündüğü cinsel kimliğine bağlıyor. Ama bakıyor ki girmek istediği gurupta kızların olduğunu görüyor ve bu kızların erkekler tarafından rağbetle karşılandığına tanık oluyor, e devamında da ulan ben ilgi görmüyorum bu gurubun içindeki kızlar da ilgi görmesin diyip onların hakkını korumaya çalışırken kraldan çok kralcı olduğunu fark edemiyor, bunun sebebi olarak da feminist olmak haliyle kaçınılmaz oluyor.
ikinci açıkladığım sebep ise biraz da ağırlıklı olarak tercih edilen bir durum ve diğeri kadar karmaşık bir sistem halinde işlemiyor. Basitçe anlatırsak toplumun güzellik anlayışına uymadığını düşünen kız ilgi göremeyince, ilgi gören kızları kıskanıp onların da yerine geçemeyeceğini anlayınca onları savunmaya çalışırken yine patlıyor.
Dikkat ettiyseniz birinci ve ikinci sebebin sonuçları aynı yani bakıldığında aslında ortada farklı olan bir şey yok. Kısaca toplumda rağbet görmeyen kızların vardığı saçma sonuç olarak tekrardan tanımlanabilir.
***
Feministlerin ilgimi çeken en önemli özelliği kelimelere çok fazla takılıyor olmaları. Bir gün feminist bir kişiyle konuşmam sırasında ''bayan'' sözcüğünden neden hoşlanmadıklarını sorduğumda ''bayan'' yani can sıkan anlamına geldiğini duyduğumda felç geçirme noktasından teğet geçmiştim diyebilirim. Hatta bu yazıyı okuyan bazı feminist arkadaşların yukarıdaki ''ilgi gören kızları kıskanıp onların da yerine geçemeyeceğini anlayınca onları savunmaya çalışırken yine patlıyor'' cümlemdeki patlıyor deyimini yanlış anlayacağından maalesef ki şüphem yok. Ancak bu bir sorun mudur? tabii ki değildir. Unutulmaması gereken en önemli sonuç Bir kadının en büyük düşmanı hırçın feministlerin sandığı gibi erkekler değil yine kendileri gibi olan feministlerdir.
***
Asıl sorun ilgili dişinin bu akıma gönül vermesi değildir, bunun sebebidir. Bunun görünür iki sebebi vardır.
1) Marjinal olma çabasının yanlış sonuçlanması.
2) Yav beni hiç bir erkek beğenmiyor ne yapsam ne yapsan sorgulamasının doğal sonucu.
Peki sorun gerçekten bu mu? Bazı kızların kompleksleri yüzünden kendine toplumda bir yer edinme çabası mı? Aslında suç bu dişilerde değildir (dişiler diyorum çünkü bu saçmalığa gönül verenlerin büyük bir çoğunluğu dişilerden oluşuyor), suç toplumun güzellik anlayışındaki biraz seçici davranıyor oluşu denilebilir.
***
Varsayıyorum ortalamanın altında bir güzellikteki kız belli bir yaşdan sonra ilginç bir şekilde feministik duygulara kapılıyor ve diğer erkekler tarafından sertçe eleştirilmeye başlıyor. Bunları gören hanım kız zaten azgın ve hırçın olan feministik düşünceleri daha da alevleniyor, bunun sonucunda elimizde anlatılan feminizmin tanımına pek de uymayan bir erkek düşmanı kalıyor. Şimdi sizin aklınızda bu gibi durumlarda ne yapmamız gerektiği gibi bir düşünce oluşuyor olabilir. Hazır olun çözümü açıklıyorum diyemeyeceğim çünkü bu duruma düşen dişinin artık geri dönüşü olamıyor.
Asıl olan konuya dönersek yukarıda bahsettiğim gibi marjinal olma çabasıyla nasıl bir insan feminist olabilir? Şöyle; elimizde ergenlik yaşına girmiş bir kız var ve bulunduğu ortamda (okul, dersane, vb.) arkadaş gurubunun içine giremiyor ve bu onu derinden etkiliyor, kaçış yolu arıyor ve bulamayınca sorunun zaten küçüklüğünde de aşağılandığını düşündüğü cinsel kimliğine bağlıyor. Ama bakıyor ki girmek istediği gurupta kızların olduğunu görüyor ve bu kızların erkekler tarafından rağbetle karşılandığına tanık oluyor, e devamında da ulan ben ilgi görmüyorum bu gurubun içindeki kızlar da ilgi görmesin diyip onların hakkını korumaya çalışırken kraldan çok kralcı olduğunu fark edemiyor, bunun sebebi olarak da feminist olmak haliyle kaçınılmaz oluyor.
ikinci açıkladığım sebep ise biraz da ağırlıklı olarak tercih edilen bir durum ve diğeri kadar karmaşık bir sistem halinde işlemiyor. Basitçe anlatırsak toplumun güzellik anlayışına uymadığını düşünen kız ilgi göremeyince, ilgi gören kızları kıskanıp onların da yerine geçemeyeceğini anlayınca onları savunmaya çalışırken yine patlıyor.
Dikkat ettiyseniz birinci ve ikinci sebebin sonuçları aynı yani bakıldığında aslında ortada farklı olan bir şey yok. Kısaca toplumda rağbet görmeyen kızların vardığı saçma sonuç olarak tekrardan tanımlanabilir.
***
Feministlerin ilgimi çeken en önemli özelliği kelimelere çok fazla takılıyor olmaları. Bir gün feminist bir kişiyle konuşmam sırasında ''bayan'' sözcüğünden neden hoşlanmadıklarını sorduğumda ''bayan'' yani can sıkan anlamına geldiğini duyduğumda felç geçirme noktasından teğet geçmiştim diyebilirim. Hatta bu yazıyı okuyan bazı feminist arkadaşların yukarıdaki ''ilgi gören kızları kıskanıp onların da yerine geçemeyeceğini anlayınca onları savunmaya çalışırken yine patlıyor'' cümlemdeki patlıyor deyimini yanlış anlayacağından maalesef ki şüphem yok. Ancak bu bir sorun mudur? tabii ki değildir. Unutulmaması gereken en önemli sonuç Bir kadının en büyük düşmanı hırçın feministlerin sandığı gibi erkekler değil yine kendileri gibi olan feministlerdir.
Söylenecek söz kalmamıştır. Kendisini kendinden başka kimse kurtaramaz.
Siyaset felsefesi alanında insanlık tarihini feodal sistemle başlayan, ardından günümüz ekonomi sistemi olan kapitalizme geçen ve bütün bunların en gelişmiş hali olan, şahsım adına bir hayalden başka bir şey olmayan komünizm olarak tanımlayan kişidir.
***
Ünlü eseri olan “Das Kapital”de bu konuyu detaylı biçimde mercek altına alır. Kendi ütopik devletinde proletarya sınıfının haklarını savunan yeni düzenlemeler düşünmüş olup ekonomik anlamda üst sınıfa mensup kişilerin birer hak yiyici despotlar olarak tanımlamaktan geri durmaz ve bu tanımlaması sebebiyle dönemin siyasi otoriteleri tarafından sert bir biçimde eleştirilmiştir.
***
Ünlü eseri olan “Das Kapital”de bu konuyu detaylı biçimde mercek altına alır. Kendi ütopik devletinde proletarya sınıfının haklarını savunan yeni düzenlemeler düşünmüş olup ekonomik anlamda üst sınıfa mensup kişilerin birer hak yiyici despotlar olarak tanımlamaktan geri durmaz ve bu tanımlaması sebebiyle dönemin siyasi otoriteleri tarafından sert bir biçimde eleştirilmiştir.
Dinin emrettiği özelliklerden yalnızca bir tanesidir. islamda cihad anlayışı bunun değişik bir boyutu olmakla birlikte savaş, fethet, kendi inancını empoze et şeklinde gelişir. Günümüze uyarlanması biraz tuhaftır ve ilkel kalır. Artık cihad anlayışından ziyade “kendi inancını saygı çerçevesinde tanıt” mottosuna geçilmelidir. Belki de bütün sorunun kaynağı budur, bencillik...
Laikliği benimsememek kişisel çıkarları başka insanların düşüncelerine saygı göstermeden dayatma biçimidir. Laiklik bireyin hakkıdır, inanç özgürlüğüdür tam tersi faşizmdir. Devletin dini olmaz mottosu da tam burada devreye girer. Devletin görevi senin inancını her ne olursa olsun korumaya çalışmaktır. O halde bu mantıkla laikliği benimsemeyen kişinin yahudi hukukuna göre yargılanması da kendi açısından problem olmayacaktır. Bu gibi problemlerin yaşanmaması için laiklik vazgeçilmezdir. Atatürkün de dediği gibi adam olmaktır laiklik adam olmak!
Hiçbir söylenenin içten bir gülüşün yerini tutamayacağı ayrıntılardır...
George Orwell'in reel sosyalizmi eleştirdiği, devleti metaforizeleştirerek yazdığı bir tür distopya romanıdır. Kamu bürokrasisini ve diğer sosyal örgütleri hayvanlar yoluyla anlatarak okuyucuya yalın ama düşünce bakımından yoğun bir dille anlatmaktadır. Çiftliği devlet olarak düşünmemiz halinde çiftliğin yöneticisi olan domuzların elit kesimi ve bunların başı olan başkan domuz ise Joseph Stalin'i anlattığı hissedilir. Genel olarak her yaş gurubuna hitap eden ancak her yaş gurubunun okuduğunda farklı düşünceler edineceği faydalı bir romandır.
Belli bir seçkin azınlık tarafından yönetilme üzerine kurulu bir siyasal öğretidir. Temeli Platon tarafından atılmıştır. Platon elitizmi demokrasiye karşı bir tutum olmakla birlikte unun sebebi olarak platon, demokratik yönetimin hocası olan sokrates'i öldürdüğünü düşünmesidir. Platon, yöneticinin filozof olması gerektiğini ve avam kesimin yönetimde söz hakkı olmaması gerektiğini savunmuştur.
Can alma yetkisinin hiç bir otorite tarafından elde edilmemesi gerektiğini düşündüğümden reddettiğim uygulamadır. Ölümün bir ceza olduğu anlayışının nereden çıktığı da merak konusudur. Eninde sonunda gerçekleşecek bir doğa olayının insan eli tarafından gerçekleştirilip bunun adında da ceza demek gerçekten çok iddialı bir söylemdir. Eğer ki ölüp de geri gelen bir insanın gerçekten ölümün bir ceza olduğunu insanlığa kanıtlayabilirse belki o zaman idam savunabileceğim bir sav olabilir.
kendince belli kanıtları olan fikri hür, vicdanı hür insandır.
Yanlış bir düşüncede olmayan insandır çünkü herkes gibi o da kendine göre özeldir. Ancak bunun sınırları aşıp narsizm çizgisine ilerlemesi kendisi için pek iyi olmayacaktır çünkü çevresi tarafından dışlanıp, alay konusu yapılabilir.
Ekşi sözlükte Türkiye Cumhuriyetinin kurucu lideri olan Mustafa Kemal Atatürk'e karşı yaptığı nefret tarihçiliğini aratmayacak açıklamaları ve düşünceleri ile tanınmış ve bunları ''lord eddard stark'' kullanıcı adıyla yapan ekşi sözlük yazarı. B1916 adlı bir başka ekşi sözlük yazarı tarafından ifşalanmıştır ve sosyal medyada linç edilmesine sebep olmuştur. Şahsi düşüncem Furkan'ın yaptığı stratejik hata bu araştırmalarını ve söylemlerini yalnızca Atatürk üzerine yapmış olmasıdır. Bu davranışını dengeleyecek şekilde düşüncelerini seçerek sergilese bunların hiçbirini yaşamayacaktı.